Roma Gezi Rehberi

Giriş

Günlerce gezseniz bitiremeyeceğiniz, sokakları tarih (ve aynı zamanda turist) dolu Roma; dünyanın en önemli ve tarihi merkezlerinden birisi. Buna yakışır bir şekilde, Statista verilerine göre geçtiğimiz yıl yaklaşık 7 milyon insan bu güzel şehri turistik anlamda ziyaret etmiş. Gerek Katolik Kilisesi’nin merkezi olan Vatikan’a ev sahipliği yapması, gerekse tarihi imparatorlukların başkenti olması sebebiyle herkesin en az bir kere bu şehri görmesi gerektiğini düşünüyorum. Tabii, lezzetli İtalyan mutfağına da unutmayalım. Merak etmeyin Roma gezi rehberi bu bilgilerin hepsini içinde barındırıyor.

2024 yılının Şubat ayının sonunda, oldukça yağışlı ama ılıman bir dönemde Roma’yı gezme şansım oldu. Yüksek yaz sezonu olmasa da şehir oldukça kalabalıktı. Roma’da geçirdiğim iki gün boyunca şehir hakkında edindiğim bilgileri ve yaşadığım tecrübelerimi sizlere yararlı olması için bu yazıda derledim. Karşınızda Roma gezi rehberi, iyi okumalar.

Roma’da Gezilecek Yerler

Bir ay boyunca her gün Roma’nın başka bir tarafını gezseniz; bir ayın sonunda hala keşfetmediğiniz bir kilise, sokak, eser görebilirsiniz. Roma şehir merkezinde yaklaşık olarak 280 çeşme, 900 kilise bulunuyor. Bunlardan bazıları oldukça bilindik ve her gün binlerce turist çekiyor. Günde ortalama 22,500 adım atarak iki gün boyunca gezdiğim yerler sizlerle.

Vatikan

 Vatikan, yaklaşık yarım kilometre karelik yüz ölçümüyle dünyanın en küçük ülkesi unvanına sahip. Aynı zamanda Katolik mezhebinin merkezi durumunda ve Katolik Kilisesinin ruhani lideri Papa’ya ev sahipliği yapıyor. Yüz ölçümü oldukça küçük olmasına rağmen, Vatikan’da ülkenin boyutunu aşan bir tarih yatıyor. Ülke, toplam 54 müze ve sayısız eseri içinde barındırıyor. Vatikan’da gezilecek en dikkat çeken yerler ise şöyle: Aziz Petrus Meydanı, Aziz Petrus Bazilikası, Vatikan Müzeleri ve Sistina Şapeli.

Sistina Şapeli’ni de içeren Vatikan Müzeleri biletinin fiyatı 20€ (internetten alırsanız 25€, sıra beklememeniz için internetten almanızda fayda var). Müze kompleksi o kadar büyük ki, vaktiniz kısıtlıysa birçok yerini göremeden hızlıca gezmeniz bile birkaç saat sürüyor. Tamamını gezmesi kaç ay sürer bilemiyorum.

Aziz Petrus Bazilikası & Aziz Petrus Meydanı

 Vatikan’da bulunan Aziz Petrus Bazilikası’na giriş ücreti yok. Eğer, bazilikanın kubbesine çıkarak harika bir Vatikan ve Roma manzarası görmek isterseniz (sağda) asansörsüz biletin fiyatı 8€, asansörlü biletin fiyatı ise 10€. Asansör, sizi sadece bazilikanın tepesine kadar çıkarıyor. Kubbeye tırmanmak için ise asansörden indikten sonra 303 basamaklı ilginç bir tırmanış sizi bekliyor.

Vatikan, tüm yönleriyle beni büyüleyen ve tarih konusunda araştırma yapmaya iten bir yer oldu. Roma’ya gelirseniz, bir gününüzü mutlaka Vatikan’a ayırmanızı tavsiye ediyorum.

Vatican from the top of the St. Peters Basilica - Roma Gezi Rehberi

Kolezyum

Dünyanın en büyük ve en meşhur amfi tiyatrosu Kolezyum’un içini bilet alarak görebilirsiniz. Kolezyum biletinin fiyatı 18€. Ayrıca, aynı biletle yazının devamında bahsedeceğim Roma Forumu ve Palatino Tepesi’ne de giriş yapabiliyorsunuz. Kolezyum’un normal biletle girişi olmayan arena ve yer altı kısımlarını görmek isterseniz daha kapsamlı bir bilet de mevcut. Biletleri Vatikan’da olduğu gibi internetten almanızı öneriyoruz. Roma için Vatikan ve Kolezyum biletini internetten almanız yeterli olur.

Kolezyum’un içinde, Kolezyum’un tarihini anlatan ve bu bölgede yapılan kazılarda çıkarılan eserler mevcut. Fakat gezme deneyimi olarak pek beğendimi söylemem. Hem kalabalık hem de yönlendirmeler yetersiz. Giriş fiyatını da düşündüğümde, kişisel olarak içeri girmektense dışardan görmek bana yeterli olurdu. Kolezyum’un dışının, içinden çok daha güzel olduğunu söyleyebilirim. Fakat Kolezyum bileti, Roma Forumu ve Palatino Tepesi’ne de giriş imkanı sunuyor. Bildiğim kadarıyla, Kolezyum’a girmeden bu iki yere girmek için ayrı bir bilet satılmıyor. Bunu da göz önünde bulundurmakta fayda var.

Pantheon - Roma Gezi Rehberi

Panteon

Roma’nın en eski yapılarından birisi. 43 metre çapındaki kubbesi, dünyanın en büyük desteksiz beton kubbesi ünvanına sahip. Yapının 2. yüzyılda tamamlandığını düşünürsek, bu bilgi daha da etkileyici bir hale geliyor. Kubbenin tepesinde 8 metre çapa sahip bir delik (solda) bulunuyor. Hava durumuna göre bu delikten içeri güneş ışınları veya yağmur giriyor. Kubbedeki deliğin, “tanrıların tapınağı” olarak inşa edilen Panteon’un tanrılarla arasındaki iletişimi sağlamak için yapıldığı düşünülüyor. Ayrıca tapınak, gün ışığını yalnızca bu delikten alıyor.

Panteon kavramı, içinde meşhur kimselerin gömülü olduğu anıtlar için kullanılıyor. Rönesans sanatçısı Raffaello da burada gömülü olan kişilerden birisi.

Buraya giriş ücreti 5€ ve girmek için önünde biraz sıra beklemeniz gerekiyor. Yaptığım araştırmalar sonucunda, anladığım kadarıyla bileti internetten almanız sıra anlamında size bir avantaj sağlamıyor.

Trevi (Aşk) Çeşmesi

Trevi kelimesi İtalyanca’da “tre vie” yani üç yol anlamına geliyor. Çeşme, Roma’ya gelen üç yolun kesitiği noktada bulunduğu için bu ismi almış. Ayrıca, bir inanışa göre bu çeşmeden su içen çiftlerin sonsuza dek aşk dolu ve sadakatli bir ilişki yaşayacağı düşünüldüğü için Aşk Çeşmesi de deniyor.

Yazının başında bahsetmiştim. Roma’da yaklaşık olarak 280 çeşme bulunuyor ve bunların en meşhuru da tabii ki burası. Burası her gün binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor ve on binlerce fotoğraf çekiliyor.

Çeşmeye gelen turistlerin yaptığı ritüellerden birisi, çeşmeye arkasını dönerek sağ elle sol omuz üzerinden çeşmenin havuzuna bozuk para atmak. Bu ritüel, 1954 yılı yapımı “Three Coins in the Fountain” filmiyle ortaya çıkmış ve en yaygın inanışa göre bu ritüeli yapan kişilerin Roma’ya bir daha geleceğine inanılıyor.

Siz de bu rutini gerçekleştirebilir, bol bol fotoğraf çekilebilir ve dondurma yiyerek anın tadını çıkarabilirsiniz. Bakarsınız bir daha yolunuz Roma’ya düşer.

Ek olarak, Trevi Çeşmesi başta olmak üzere Roma’da kalabalık yerlerde hırsızlığa karşı dikkatli olmayı unutmayın.

Trevi Fountain
Sant'Ignazio di Loyola

Sant’Ignazio di Loyola Kilisesi

Tavan işlemeleriyle (solda) meşhur olan bu kilise, etkileyici bir atmosfere sahip. Kafanızı kaldırmadan tavanını görmek ve sanıyorum biraz da adını daha çok duyurmak için kilisenin içine tavanı gösteren bir ayna koyulmuş. Sosyal medyada görmüş olabileceğiniz bu ayna genellikle video çekimleri için kullanılıyor.

Panteon ile Trevi Çesmesi arasında bulunan kilisenin giriş ücreti yok. Fakat aynadan tavanı çekmek için 1€ ödemeniz gerekiyor. Ayrıca, biraz ayna sırası bekleme ihtimaliniz var.

Burada siz okurlar için Açık Bilet özel tavsiyesi yapalım. Bu kiliseye alternatif olarak, ayna ücreti ödemeden ve daha az ayna sırası bekleyerek gezebileceğiniz başka bir aynalı kilise önerelim. Chiesa del Gesu. Sabitlediğimiz Roma hikayelerimizde buradan bahsetmiş ve kilisenin içini çekmiştik. Hem de Sant’Ignazio di Loyola Kilisesi’ne oldukça yakın bir konumda bulunuyor.

II. Vittorio Emanuele Anıtı

Victor Emmanuel II Anıtı, birleşik ve bağımsız İtalya’nın ilk kralı olan ve ülkenin kurucusu sayılan Victor Emmanuel II adına yaptırılmış görkemli bir yapı. Venedik Meydanı’na bakan bu yapının merdivenlerinden çıkıp, güzel kareler yakalamanız mümkün. Yapının içinde; müze, kütüphane, bazilika ve terasında da bir kafe bulunuyor.

II. Vittorio Emanuele Anıtı

Roma Forumu & Palatino Tepesi

18€’luk Kolezyum bileti kapsamında gezebileceğiniz bu yerler, şehrin içinde biraz nefes almanızı sağlıyor. Roma Forumu, antik Roma’nın; siyasi, ticari, hukuki ve dini hayatının merkezi olan bir açık hava müzesi. Aynı zamanda Julius Sezar’ın mezarı da burada bulunuyor.

Trastevere

Roma’yı dikey olarak bölen Tiber Nehri’nin batı kısmında yer alan Trastevere semti; canlı sokakları, güzel restoranları ve hareketli barlarıyla biliniyor. Turistik yerleri gezdikten sonra akşamları bir şeyler yiyip içmek ve Roma hayatını görmek için bu semte gelebilirsiniz. Anlayacağınız, semtin kendisi de adını telaffuz etmek kadar eğlenceli.

Burada bulunan Trattoria Da Enzo al 29, Tonnarello, Bar Meccanismo bazı önerilerimiz… Neyse yeme içme kısmına daha sonra geleceğiz.

Bonus Yerler

Roma’da gezilecek sayısız yer olduğundan bahsetmiştim. Açıkçası benim gezebildiğim yer kadar gezemediğim de birçok yer oldu. Gezdiğim diğer yerleri ve bazı gezemediğim fakat ilginizi çekebileceğini düşündüğüm yerleri bu listeye ekledim. İlginizi çeken yerleri seyahat planınıza ekleyebilirsiniz.

  • İspanyol Merdivenleri
  • Villa Medici
  • Borghese Galerisi
  • Sant’Angelo Kalesi
  • Navona Meydanı
  • Sant’Agnese in Agone Kilisesi
  • Testaccio Marketi

Roma’da Kaç Gün Kalınmalı

Ben Roma’da iki gün kaldım ve günlük ortalama 15 kilometre yürüyerek şehrin önemli yerlerini koşturmacalı bir şekilde gezebildim. Şu anki aklım olsa Floransa’da iki gece yerine bir gece kalarak Roma’da bir gün daha fazla kalırdım diye düşünüyorum. Siz de benim gibi kısıtlı bir sürede İtalya’da birkaç şehir gezecekseniz ve rotanızda Roma varsa, Roma’ya diğer şehirlere göre biraz daha fazla vakit ayırmayı düşünebilirsiniz. Çünkü gezecek çok fazla yer var.

Roma’da Nerede Kalınır

Roma çok fazla turist çeken bir yer olduğu için doğal olarak oteller diğer İtalya şehirlerine göre daha pahalı. Ben, şubat ayında yani yüksek sezon dışında ziyaret etmeme rağmen uygun bir otel bulmakta zorlanmıştım. Kalmak için Kolezyum’a yürüme mesafesinde olan Monti bölgesini tercih ettim. Konum olarak iyiydi, Vatikan hariç her yere yürüyerek ulaşım sağladım. Kaldığım yerin adı da Piazzetta de’ Monti Suites. Instagram’da sabitlediğimiz hikayelerde odayı görebilirsiniz. Konumunu görmeniz için haritadaki yerini de koydum.

Eğer kalmak için başka bir otel bakıyorsanız, konum olarak aşağıdaki görselin içindeki çemberde yer alması sizin açınızdan rahat olur diye düşünüyorum. Çünkü Roma’yı gezerken vaktinizin büyük bir kısmı bu çemberin içinde geçecek.

Roma'da konaklama

Roma’da Havaalanı-Şehir Merkezi Arası Ulaşım

Roma’da iki tane uluslararası havaalanı var ve Türkiye’deki havayolu firmalarının hepsi bildiğim kadarıyla Leonardo da Vinci – Fiumicino Havaalanı’na uçuyor. Bu havaalanı ile şehir merkezi arasında ulaşım sağlamak için tren, otobüs veya taksi kullanabilirsiniz. Şimdi gelin bu seçenekleri inceleyelim.

Tren

Roma şehir merkezi ile havaalanı arasında sefer yapan trenin adı Leonardo Express. Roma’daki ana tren istasyonu olan Termini’den her 15 dakikada bir tren kalkıyor. Roma Termini’den ilk tren saati 04.50, son tren saati ise 23.50. Yani kabaca saat 23 ile sabah 5 saatleri arası haricinde sürekli olarak karşılıklı tren seferleri yapılıyor. Tek yön yolculuğun fiyatı 14€ ve 32 dakika sürüyor. Tren biletlerini istasyondan veya trenitalia’nın internet sitesinden alabilirsiniz. Tren ile ilgili tüm detaylara ulaşmanız için de link bırakıyorum.

Başka bir şehirden Roma havaalanına ulaşmak için de en kolay yol tren diye düşünüyorum. İtalya’da şehirlerarası tren ağı oldukça gelişmiş durumda. Herhangi bir şehirden Roma Termini istasyonuna bilet alıp buradan Leonardo Express trenine aktarma yapabilir ve Fiumicino Havaalanı’na ulaşabilirsiniz. Roma üzerinden başka şehre gidecek veya Roma’dan dönecek kişiler ulaşımı bu şekilde sağlayabilirler.

Otobüs

Otobüsler çoğunlukla yine Termini istasyonundan kalkıyor. Bu hat arasında giden birçok otobüs firması var. Seçenek çok olduğu için sıklıkla otobüs seferi bulabilirsiniz. Tek yön biletin fiyatı yaklaşık 6-7€ civarında. Seyahat süresi trafik yoğunluğuna göre değişiyor. İş çıkış saatlerinde trafik yoğun olabileceği için o saatlerde otobüs yerine tren kullanılması öneriliyor.

Taksi

Havaalanı ile şehir merkezi arası taksi fiyatı sabit ve 48€. Roma’da taksi bulmak kolay. Eğer ikiden fazla kişiyseniz, Termini tren istasyonuna uzaksanız veya sadece üşengeçseniz taksi ile havaalanı ile merkez arasında ulaşım sağlayabilirsiniz.

Özellikle 3-4 kişiyseniz, taksi sizin için avantajlı olacaktır. Örnek olarak, üç kişi trene kişi başı 14€ vermek yerine taksiye kişi başı 16€ vererek daha rahat bir şekilde ulaşım sağlayabilirsiniz. Böylece tren istasyonu ile kaldığınız yer arasındaki ulaşımı sağlamaktan da kurtulmuş olursunuz. Biz üç kişi olduğumuz için aynen böyle yaptık.

Roma’da Yapmaktan Keyif Aldığım Aktiviteler

  • Roma Forumu’nun bahçesinde dolaşmak ve ağaçların gölgesinde dinlenmek
  • İtalyanca şarkı söyleyen sokak sanatçılarını dinlemek ve dans etmek
  • Drink Kong’da farklı kokteyller denemek ve wasabi kaplı fıstık yemek
  • Da Enzo’da akşam yemeği yemek ve yan masada oturan yabancılarla sohbet etmek
  • Trevi Çeşmesi’nin etrafındaki kalabalığı izlemek
  • Yemekten önce atıştırmalık olarak kızarmış enginar yemek
  • Gündüz ve gece vakti Kolezyum’un dışını izlemek
  • Dondurma yiyerek Roma sokaklarında gezinmek

Roma Yeme İçme Rehberi

Evet Roma’da birçok yeri tanıdık, birçok tavsiyede bulunduk. Gelelim en lezzetli kısmına. İtalya’da olmanın ve yeni yerler görmenin mutluluğundan sonra, endorfin seviyemi daha da yükselten ve keyfimi arttıran şey tabii ki de İtalyan yemekleri oldu.

Roma’nın bulunduğu Lazio bölgesinde tarım ve hayvancılık yapılması, İtalya’nın geri kalanı gibi Roma’nın da kendine özgü lezzetlere sahip olmasına sebep olmuş. Bu lezzetlerden denediğimiz ve beğendiklerimiz; cacio e pepe, spaghetti carbonara ve Yahudi usülü enginar kızartması.

Cacio e Pepe

İtalyanca peynir ve biber anlamına gelen bu yemeğin, adı da tarifi kadar sade düşünülmüş. Tarifi sadece biraz yağ, tonnarelli makarnası (spagettinin biraz kalını), peynir ve karabiberden ibaret. Orijinal Roma tarifinde, bölgede üretilen Pecorino Romano peyniri kullanılıyor. Bu sade lezzet, benim damak tadıma oldukça uygun olduğu için ben çok beğeniyorum. Roma’daki birçok restoranda güzel bir cacio e pepe yiyebileceğinize eminim. Ben, Da Enzo’da yedim ve oldukça beğendim. Restorandaki her şeyin bizzat orada yapılması ve taze bir şekide tüketilmesi burayı lezzetli kılıyor bence. Restoran önerilerinden yazının devamında bahsedeceğim.

Cacio e pepe

Spaghetti Carbonara

Yine İtalyan mutfağında bilinen ve sıkça tercih edilen bir lezzet. Öncelikle carbonarada domuz eti kullanıldığını belirtmekte fayda var. Carbonara, Pecorino Romano peyniri ve yumurta sarısının karıştırılmasıyla yapılan sosa domuz eti parçaları ve spagetti eklenmesiyle yapılıyor. Anlatımı kulağa pek lezzetli gelmemiş olabilir ama tadı lezzetli…

carciofi alla giudia

Yahudi Usülü Enginar Kızartması

Roma’nın Yahudi mahallelerinden çıkan bu eski tarif, 16. yüzyıldan itibaren yemek kitaplarında görülüyor. Roma’da yetişen yerel enginarın mevsimi şubat ile nisan arası. Bu sebeple, enginar özellikle ilkbaharda tüketiliyor. Derin zeytinyağında kızartılan enginar, birkaç kez yemek öncesi tercih ettiğim bir atıştırmalık oldu. Gördüğüm kadarıyla Roma halkı için de aynısı geçerli.

Size Roma yemeklerinin tattığım kısmını tanıtmaya çalıştım. Artık yeme içme mekan önerilerine geçebiliriz.

Kahvaltı & Atıştırmalık

  • All’Antico Vinaio: Burası İtalya çapında üne kavuşmuş bir sandviç dükkanı. İlk dükkanını açtığı ve asıl meşhur olduğu yer Floransa. Fakat seyahatinizde Floransa’yla yolunuz kesişmiyorsa Roma’da da deneyebilirsiniz.
  • Fuorinorma
  • La Licata

La Licata ve Fuorinorma, otelimizin sokağında olduğu için keşfettiğimiz ve beğendiğimiz iki yer oldu. Fuorinorma panini denilen ince uzun ekmek arasında güzel sandviçler yapıyor. La Licata’da ise kahvaltı için birçok çeşit yiyecek bulabilirsiniz. Sabah saatlerinde biraz kalabalık oluyor.

Size önerim kaldığınız yerin civarındaki yerleri keşfetmekten çekinmeyin. Bu dediğim yerleri deneyebilirsiniz ama kendi içgüdülerinize de bir şans verin derim.

İtalyan Restoranları

Birçok İtalyan restoranı, öğle ve akşam servisi olmak üzere günde iki servis yapıyor. Öğle ve akşam servisi arasında ise kapalı oluyorlar. Bu sebeple saat 15-18 arası İtalyan restoranlarını kapalı görmeniz olağan bir durum. Bu tüm İtalyan restoranları için geçerli değil tabii ki. Tüm gün açık olan yerler de mevcut.

  • Osteria Al Vicolo 9
  • Da Francesco
  • Il Corallo
  • Tonnarello
Da Enzo al 29 (Adminin favorisi)

Burası oldukça üne kavuşmuş, küçük bir işletme. Bu sebeple şubat ayında bile önünde oldukça sıra vardı. Biz çok yorgun olduğumuz için bekleyip beklememek arasında epey bir gidip geldik ve sonunda beklemeye karar verdik. Oturup yemeklerini yiyince ise yorgunluğumuz geçti ve beklediğimize değdiğini düşündük.

Öğle servisi, saat 12.15-15 arasında. Akşam yemeği ise saat 19-23 arasında yapılıyor. Servis başlangıcından 1 saat kadar önce gelip sıraya girmenizde fayda var.

Yukarda fotoğrafını koyduğum cacio e pepeyi burada yedim. Yandaki fotoğrafta yer alan yemekler ise domates soslu köfte ve domates soslu öküz kuyruklu makarna.

Da Enzo al 29

Tiramisu

Instagram’da paylaştığımız Roma rehberinin altında, en çok kutuplaşma yaratan konulardan birisi tiramisu konusu. Roma’da tiramisu ile meşhur olan iki yer var: Two Sizes ve Pompi. Ben ikisini de tattım ve Pompi’nin tiramisusunu daha çok beğendim. Two Sizes’ın tiramisusu kötü değil ama tadı standart geldi. Fakat yorumlarda Pompi yerine Two Sizes’ı tercih eden de birçok kişi var. Biz tavsiyelerimizi doğal olarak kendi beğenilerimize göre sunuyoruz. Bence en iyi seçenek, fırsatınız varsa ikisini de denemek. Nerede yenirse yensin, iki tiramisu her zaman bir tiramisudan iyidir.

Barlar

Yazının gezilecek yerler kısmında Trastevere’den bahsetmiştim. Trastevere restoranların ve barların olduğu, canlı bir bölge.  Bu bölgede, Freni e Frizioni gibi dünyanın en iyi barları listesine giren bir bar da bulabilirsiniz, oldukça salaş ve uygun fiyatlı barlar da bulabilirsiniz (oturduğumuz yerin adını bulamadım). Tamamen kendi zevkinize ve keyfinize kalmış durumda ama bahsettiğim gibi seçenek çok.

Ben Trastevere’de, Bar Meccanismo’da oturdum ve burayı önerebilirim. Burası dışında, bu bölgede bulunmayan fakat vurgulamak istediğim başka bir bar var.

Drink Kong

Burası gerek ambiyansı gerek içecekleriyle oldukça keyifli vakit geçirebileceğiniz, Japon esintileri taşıyan bir bar. İçerdeki düzen, tasarım ve mekanın menüsü size o Japon etkisini hissettiriyor. Mekanda, sadece masaların üzerinde ufak bir aydınlatma bulunuyor. Bu sebeple ortam oldukça loş ve masalar birbirinden uzak. Masadaki kişilerle kolayca sohbet edebileceğiniz ve dış faktörlerin etkisini en aza indirecek şekilde bir düzenleme yapılmış. İster istemez modunuz da mekanın moduna ayak uyduruyor ve biraz rahatlıyorsunuz. Menü tasarımı ve kokteylleri de oldukça başarılı. Menüde, damak zevkinize uygun kokteyli seçebilmeniz için oldukça güzel bir sınıflandırma yapılmış. Bir kokteyl sever olarak Roma’ya yolunuz düşerse buraya mutlaka uğramalısınız.

Cappuccino Kuralı

İtalya genelinde geçerli olan cappuccino kuralını belki duymuşsunuzdur. Kural oldukça basit. İtalya’da sabah saat 11’den (bazı yerlerde 12) sonra cappuccino içilmiyor. Bunun sebebi, İtalyanların cappucccino, latte macchiato gibi bol sütlü ve ağır kahveleri kahvaltıda mideyi doldurmak adına tüketmesi. Genelde öğlene kadar tutması için kahvaltıyı, köpüklü ve sütlü ağır bir kahvenin yanında hafif bir hamur işi yiyerek geçiştiriyorlar. Bu köpüklü kahveler iştahı kapattığı için saat 11 veya 12’den sonra tüketilmiyor.

Espresso gibi sütsüz kahveler ise öğleden sonra tüketilmeye devam ediliyor. Hatta öğle ve akşam yemeklerinden sonra, sindirici olması için bizdeki çay veya Türk kahvesi gibi İtalyanların da espresso tüketme kültürleri var (garsonlar getirmeyi teklif ediyor ama ikram değil arkadaşlar).

Bana farklı gelen, İtalya kafe kültürünün başka bir parçası da kafelerde oturarak kahve içmekle ayaküstü kahve içmenin farklı şeyler olması. Ya masaya oturup sipariş vermeniz gerekiyor ya da barda sipariş verdiyseniz barda önünüze servis ediliyor ve barın önünde hızlıca ayakta kahvenizi tüketiyorsunuz. Yani içeceğinizi bardan aldıysanız kahvenizi alıp masaya geçemiyorsunuz. Genelde de bu iki tüketim şekli arasında servis ücretinden doğan bir fiyat farkı oluyor. Bu ve benzer türdeki farklı kurallara alışmak biraz zaman alabiliyor. Bu sebeple, yurt dışında yapılması gereken en önemli şeylerden biri de gözlem. Gözlem yapmak ve algılarınızı açık tutmak birçok yeni şey öğrenmenize ve kültüre alışmanıza fayda sağlıyor.

Bu bahsettiklerim geniş İtalyan kahve kültürünün yalnızca ufak bir parçası. İtalyanların kendi kültürüne olan bağlılığını düşündüğümüzde, ülkeye gelen turistlerin de bu kültüre uymasını beklemeleri normal. Bu kurallar ile ilgili ABD’de bulunan Delaware Üniversitesi’nin bloğunda bulduğum kısa bir blog yazısını da sizinle paylaşmak istiyorum. Bahsettiğim kurallar ve daha fazlası bir yabancının gözünden yazılmış.

Bu arada söylemeliyim ki, hiç saat 11’den sonra cappuccino sipariş etmeyi denemedim. Sipariş edilirse ne olacağını ben de merak ediyorum. Eğer bunu yaparsanız, sonucu mutlaka bana da bildirin.

Sonuç

Burada Roma gezimin detaylarının ve tavsiyelerimin sonuna geliyoruz. Kendi iki günlük Roma tecrübelerimi paylaştım. Yazıda bahsettiğim gibi; Roma’da keşfedecek çok fazla yer, restoran, kafe var. Ben kendi deneyimlediklerimi ve beğendiklerimi yazdım. Umarım sizin için yararlı olur. İtalya’da yaptığım elektronik alışverişini ayrı olarak Yurt Dışında Vergi İadeli Alışveriş başlığı altında yazdım. Beğendiyseniz aşağıya yorum yazabilirsiniz. Şimdiden iyi seyahatler!

Instagram profilimize sabitlediğimiz Roma hikayelerimizi ve Roma rehberimizi görmek için, mutlaka Instagram sayfamızı ziyaret edin ve takip etmeyi unutmayın! Ayrıca LinkedIn‘den de bizi takip edebilirsiniz.

Bu rehberde bahsettiğim yerleri Google Maps haritası şekline getirdim. Bu sayede, yerleri harita üzerinden görüntüleyerek geziniz sırasında kolayca faydalanabilirsiniz. Roma gezi rehberi, ihtiyacınız olduğu her an elinizin altında.

Diğer şehir rehberlerini ve İtalya hakkındaki diğer yazılarımızı görmek için bağlantılara tıklayabilirsiniz.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top