Giriş
Atina Gezi Rehberi yazımda, Atina’daki restoran ve bar alternatiflerinin fazlalığını ve kalitesini övmüştüm. Atina yeme içme rehberi ile birlikte bu övgülerimi, güzel önerilerle desteklemek istiyorum.
Bu yazıda çeşitli kategoriler altında Atina’da yemeklerini tattığım, içeceklerini yudumladığım ve hoşuma giden yerleri yazdım. Kendi damak zevkinize ve beklentinize göre öneriler bulabileceğinizi düşünüyor ve umuyorum. Fazla lafı uzatmadan, karşınızda Atina yeme içme rehberi.
Yerel Yunan Restoranları
Geleneksel Yunan restoranlarının olmazsa olmazı ahşap masa ve sandalyeler, kağıt masa örtüleri, otantik bir atmosfer…
Nikitas Psiri
İlk Atina gezimizde, son bir öğlen yemeği için Psiri sokaklarında dolaşıp yağmurdan kaçarken arkadaşlarımla tesadüfen bulmuştuk burayı. Hem lokal hem de oldukça lezzetli yemekleri var. Kendi keşfimiz olduğu için de ayrıca seviyorum. Benim tercihim; salata olarak Girit harikası Dakos, yanına patates kızartması. Ana yemek olarak domates soslu nefis bir köfte (bu yemeğin adını bilmiyorum ama domates soslu köfte diye söyleyebilirsiniz.) İçecek olarak ise son Nikitas ziyaretimde keşfettiğim ve tadı oldukça hoşuma giden Selanik birası Nimfi. Bu yazıyı tokken yazmam doğru karar olmuş.
Kostas Souvlaki
Burası souvlaki –kalamaki de denir- yani şiş yiyebileceğiniz Atina’daki en meşhur yer. Sığır veya domuz etinden yapılıyor. Servis olarak veya pita arasında patates kızartması, soğan, domates ve sos ile birlikte tercih edebilirsiniz. Pita dediğim tırnak pide benzeri kalın bir lavaş. Burası saat 18 gibi kapanıyor, bu sebeple yemek için gündüz gitmeniz gerekiyor. Haritaya yazınca birkaç tane Kostas çıkıyor. Doğru olanına gitmeniz için konumu aşağıya bırakıyorum.
Ariston Lompotesi
Burası eski bir fırın ve ürünler yeni çıktığı zaman kokusu bazen sokağa kadar taşıyor. Birçok çeşit hamur işi bulabileceğiniz bu dükkânda, benim favorilerim feta peynirli-pırasalı börek ve kourou denen peynirli poğaça benzeri bir ürün. İster kahvaltıda, ister öğün arasında elinize alarak sokakta yiyebilirsiniz. Porsiyonları doyurucudur ve lezzeti bağımlılık yapar onu söyleyeyim. Hamur işi aşığı olarak Atina’da gelmekten en keyif aldığım yerlerden birisi.
Bougatsadiko Psirri
Yine gelmekten keyif aldığım butik fırınlardan birisi. İstediğiniz çeşit böreği ve bougatsa denilen -muhallebiye benzeyen tatlı ile dolu börek olarak tanımlayabileceğimiz- tatlıyı tadabilirsiniz.
Diporto
130 yıldan fazla bir geçmişe sahip olan bu restoran, adını “iki kapılı” olmasından alıyor. Sokağa açılan kapısından yerin altına doğru merdivenle inilen bu “esnaf lokantası”, yukarıda saydığım klasik Yunan restoranında olan tüm özelliklere sahip. Rezervasyon almıyor ve erken kapatıyor. Bu sebeple öğle yemeği için tercih edebilirsiniz. Ben fırında hamsi ve nohut yemeği tercih ettim. Lezzetler fena değildi. Burası gerçek bir esnaf lokantası, bu sebeple hizmet diğer restoranlar kadar iyi olmayabilir. Zamanla turistler tarafından keşfedilerek yerel olmaktan biraz çıkmış. Mutlaka gidilmesi gereken bir yer demem ama farklı bir deneyim yaşamak isterseniz gidebilirsiniz.
O Thanasis
Doğrusunu söylemek gerekirse burayı çok duydum ama henüz gitme fırsatı bulamadım. Gyro (Yunan döneri), souvlaki (şiş) gibi geleneksel Yunan et yemeklerini bulabileceğiniz oldukça meşhur bir restoran. Monastiraki Meydanı’na oldukça yakın, merkezi bir yerde bulunuyor. Atina’ya bir daha gidersem mutlaka denemek istiyorum. Eğer siz denediyseniz yorumlarınızı bekliyorum.
Tavern Klimataria
1920’lerden beri işleyen, hoş atmosferine cuma ve cumartesi günleri canlı müziğin eşlik ettiği geleneksel bir Yunan tavernası. Buranın yemeklerinden fazla memnun kalmadım ama ortam olarak beğendiğim için ve canlı müzik olduğu için eklemek istedim. Eğer canlı müzik gecesine katılıp Yunanistan’ı iliklerinize kadar hissetmek isterseniz burası sizin için uygun bir seçenek olabilir. Cuma ve cumartesi çok kalabalık olabiliyor bu sebeple önceden rezervasyon yaptırmanızda fayda var.
Karamanlidika
İsminin ve hikayesinin Türkiye’deki Karaman şehrine dayanmasından dolayı menüsünde çok fazla tanıdık yemeğe ev sahipliği yapan bir restoran. Burası aynı zamanda bir şarküteri ve içinde oldukça kaliteli et ve süt ürünleri satılıyor. Atina’daki bir akşam yemeğinizi buraya ayırmanızı tavsiye ediyorum. Yaz aylarında gelirseniz mutlaka üst kattaki terasında oturmanızı tavsiye ederim. Önceden rezervasyon yaptırmak faydalı olabilir. Merkezi bir konumda olduğu için biz genelde sabahtan uğrayıp akşam için rezervasyon yaptırıyoruz.
Atina’da Kahvaltı
Aşağıdaki listede, merkezde bulunan ve lezzetli kahvaltılara sahip kafeleri yazdım. Hepsi iyi ve benzer seviyede, bu sebeple herhangi birine gidip rahatlıkla oturabilirsiniz. Yüksek sezonda, oturmak için popüler olan yerlerin önünde bazen sıra beklemeniz gerekebiliyor. Ayrıca, kahvaltı için yukarıda bahsettiğim fırınlar da sizin için güzel bir seçenek olabilir.
- The Makers (Yandaki fotoğraf, burada yemeyi sevdiğimiz “Waffle tost” yemeğine ait.)
- Overoll Croissanterie
- The Brunchers
- Minu
- ERGON House
- The Brunch Factory
Atina’da Kahve Molası
Keyifli bir kahve molası için önerdiğim kafeleri listeliyorum. Konumunuza göre herhangi birini tercih edebilirsiniz.
- Little Tree Books and Coffee
- Ubuntu
- Dope Roasting Co
- GARBES Coffee Delivery Services
- Anana Coffee & Food
- THIRD PLACE.
Frappé
Kahve parantezini açmışken, Yunanistan’da popüler olan ve sık sık tüketilen iki çeşit kahveden bahsetmeden geçmek istemedim. Bunlardan ilki frappé. Etimolojisine bakacak olursak, frappé kelimesi Fransız mutfağında uygulanan bir teknikten geliyor ve buzla karıştırarak/çalkalayarak hızlıca soğutmak anlamına geliyor. Yunanistan’da bulunduğu için de burada meşhur olmuş ve sonrasında dünyaya yayılmış. Çıkış hikayesi de ilginç. 1957 yılında Uluslararası Selanik Fuarı’nda granül kahve yapmak için sıcak su bulamayan Nescafé çalışanının, buna çözüm olarak granül kahveyi soğuk su ve buzla shakerda karıştırmasıyla ortaya çıkıyor. Bu tarihten itibaren de sıklıkla tercih edilmeye başlanıyor. Günümüzde, genelde uzun bir bardak içinde pipet ve tepesi krem şanti ile süslenerek sunuluyor. Tercihe göre şeker ve süt eklenerek de tüketiliyor. Bu yaratıcı tarifi bulan Nescafé çalışanı da hak ettiği zam ve terfiyi almıştır diye umuyorum.
Freddo Espresso
Freddo espressoyu, son Atina ziyaretimde GARBES Coffee’de garsonun önerisiyle keşfettim ve oldukça beğendim. Araştırdığımda, son yıllarda Yunanistan kahve piyasasında yayıldığını ve frappéyi tahtından etmekte olduğunu öğrendim. Tarifine bakarsak aslında yapılış olarak frappénin birebir aynısı. Tek fark granül kahve yerine iki shot (60 ml) espresso kullanılması. İki shot espressoyu demledikten sonra buz ile birlikte shakerda soğuyana kadar karıştırıyorsunuz ve köpürtüyorsunuz. Ardından buzlu bir bardağa dökerek sıcak yaz aylarında serinliyorsunuz. Bu tarife karıştırma öncesi süt eklediğinizde ise freddo cappucino oluyormuş.
Bu içeceğin geçmişini araştırdığımda, Yunanistan’a espressonun girmesiyle birlikte 1990’lı yıllarda yapılmaya başladığını öğrendim. Popüleritesinin son yıllarda artmasında ve frappé yerine daha çok tercih edilmeye başlanmasında, üçüncü dalga kahve akımıyla beraber artan espresso bazlı ürünlerin tüketimi vardır diye düşünüyorum.
Görüldüğü üzere Atina yeme içme rehberi sadece mekan önerileri için değil genel kültür bilgileri paylaşmak için de yazıldı.
Atina Barları
Atina’da hayat geceleri de oldukça canlı ve merkezde vakit geçirmek için birçok bar bulunuyor. Ben de burada geçirdiğim süre boyunca denediğim barları içki kategorilerine göre ayırmaya çalıştım. Bu sayede hangi konseptte bir bara gitmek istediğinize ne içmek istediğinize göre listeyi inceleyebilirsiniz. Sizin incelemeniz ve hoşunuza giderse görmeniz için başka kişilerden olumlu yorumlar aldığım fakat kendim gidemediğim bazı yerleri de listeye ekledim. Şerefe.
Kokteyl severler için
Şehir, dünyanın en iyi 100 barı listesine beş tane bar sokmayı başarmış. Bu liste yapılırken göz önünde bulundurulan değerlendirme kriterlerine hakim değilim fakat gideceğim şehirde bu listeden bir bar var mı diye bir göz gezdirmeyi seviyorum. Bahsettiğim sıralama, Büyük Britanyalı medya şirketi William Reed tarafından, yıllık olarak kıtasal çapta ve küresel çapta hazırlanıyor. Listenin aynısı, dünyanın en iyi restoranları ve otelleri için de yapılıyor.
Atina’dan dünyanın en iyi barları listesine giren beş yerin üçünü denedim. Peki bu barlar ne kadar iyi, günümüzün modası popülizm yine devrede mi, başka hangi barlara gitmeli tüm detaylar aşağıda.
Baba au Rum
Burası, adından da anlaşılacağı üzere rom içkisi üzerine yoğunlaşmış. Karayipler’in her bölgesinden onlarca rom çeşidine ev sahipliği yapan bu barın, geniş bir kokteyl seçkisi de mevcut. Biz garsonun önerisiyle en çok tercih edilen -maalesef adını hatırlayamadığım- kokteyli içtik fakat tadı bana oldukça sıradan geldi. Ayrıca, popüler olduğu için oldukça kalabalıktı. Barın içinde neredeyse adım atacak yer yoktu. Barların kalabalıklığı, diğer popüler barlar için de geçerli bir durum. Maalesef müşteri deneyimini ve hizmet kalitesini etkileyebiliyor. Özetle, burası beklentimin biraz altında kaldı.
The Clumsies
Baba au Rum gibi, dünyanın en iyi barları arasında nitelendirilen bir bar. Buranın kokteyllerini Baba au Rum’a göre daha çok beğendim. Fakat, geceleri müziğin sesi biraz yüksek oluyor ve bu sebeple arkadaşlarınızla sohbet etmeniz biraz zor hale geliyor. Barın bulunduğu alanın önü, bazı geceler çalan müzikle beraber ufak bir dans pistine dönüşüyor. Güzel kokteyller içip dans etmek için bir yer arıyorsanız burası sizin ilginizi daha çok çekebilir. Eğer, dediğim gibi arkadaşlarınızla oturup sohbet etmek için bir yer arıyorsanız müzik sesiyle biraz mücadele etmeniz gerekebilir. Başka bir alternatif olarak, burası sabah erken açıldığı için öğlen veya akşamüstü saatlerinde gelebilir ve daha sakin bir ortamda burada birkaç kokteyl içebilir ve bir şeyler atıştırabilirsiniz.
The Bar In Front of The Bar
Sadece içkilerin hazırlandığı bar kısmından oluşan ve içkinizi sokakta bulunan masalarda veya bistrolarda yudumladığınız farklı konsepte sahip bir bar. Menüsü günlük olarak değişiyor ve her gün farklı kokteyller sunuyor. Bize denk gelen gün denediğimiz kokteyller de oldukça lezzetliydi. Burayı denemenizi öneririm. Zaten konsept sokakta durmak veya oturmak olduğu için yer sorununa fazla takılmıyorsunuz. Ayrıca barın yanında bulunan kapıdan The Rumble In the Jungle adında yine farklı konseptli bir bara da geçebiliyorsunuz.
Bira severler için
Barley Cargo
Onlarca sayfa bira menüsüne sahip bir bar. Bir bira tutkunuysanız buraya mutlaka uğramanızı öneririm.
Strange Brew
Yerel biralara merakınız varsa ve gittiğiniz ülkede o ülkedeki butik bira üreticilerinin biralarını içmeyi seviyorsanız burası tam size göre. Oldukça ufak ve mütevazı bir dükkana sahip olan Strange Brew, diğer önerdiğim yerlere göre daha lokal ama yine de kalabalık olabilen bir yer. Şehir merkezinin biraz güneyinde, Koukaki semtinde bulunuyor.
Şarap severler için
Atina’da şarap barına gitme fırsatım maalesef olmadı. Fakat aşağıdaki yerler hakkında iyi yorumlar duydum. Dilerseniz sitelerine ve sosyal medyalarına bir göz atabilirsiniz.
- Wine is fine
- Tanini Agapi Mou
- Line Athens
Likör severler için
Brettos
Atina’da en sevdiğim barlardan birisi, hatta en sevdiğim diyebilirim. Burası 1909 yılında kurulmuş ve Atina’nın en eski damıtımevi. Bu damıtımevinin ilginç bir hikayesi var. Michael Brettos adında bir beyefendi, İzmirli ailesinin eski tariflerini kullanarak Atina’da; ouzo, brendi ve likör gibi distile içkiler üretmeye başlıyor. İnsanların talebi beklediğinden fazla olunca, damıtımevini daha büyük bir yere taşıyor. Aynı zamanda, ürünlerini satmak ve insanlara tattırmak için hem bar hem mağaza işlevi gören bir dükkan açıyor. O dükkan hala hizmet veriyor ve içeri girdiğiniz zaman eski ve tarihi bir yere girdiğinizi anlıyorsunuz. Aynı zamanda oldukça butik bir yer.
Burada onlarca farklı aromada kendi ürettikleri likörleri hem içebiliyor hem de birçok farklı boyda şişede satın alabiliyorsunuz. Hatta, uçakta kabine sokmak için 100 ml boyutunda şişelerde bile satılıyor. Vişne likörü oldukça meşhur ve tavsiye ediliyor. Ben sakız ve limon likörünü denedim. Sakız likörünü beğendim, limon likörüne ise gerçekten bayıldım ve iki tane ufak şişe satın aldım. Ertesi gün tekrar buraya gelerek kokteyllerini denedim fakat kokteyllerini pek başarılı bulmadım. Bence likörlerinden şaşmayın. Likör sevmiyorsanız bile buraya mutlaka uğramanızı ve tatmanızı tavsiye ediyorum. Atina yeme içme rehberi özel tavsiyesi.
Teras Barları
Şehir merkezinin birçok noktasından görülen Akropolis gibi bir yapı olunca, bu manzarayı sunan teras barları da Atina’da oldukça yaygın hale gelmiş. İtiraf etmeliyim ki, ben üç kez geldiğim Atina’da yalnızca bir kez teras barına gittim. Central Hotel’in tepesinde bulunan Thea Terrace. Eminim ki bu bar cenneti şehirde, başka birçok güzel teras barı da mevcuttur. Gelmişken keyfini çıkartın.
Sanıyorum fazlasıyla öneri yaptım. Atina’da gezerken, “Nerede yesek ya?” dediğiniz anlarda sizin imdadınıza yetişmesi için Atina yeme içme rehberi Google Maps listesi halinde de mevcut. Yani yeme içme konusunda kararsız kaldığınız anlarda, rehber bir tık kadar uzağınızda. Dilerim gittiğiniz yerlerden, tattığınız yemeklerden, içtiğiniz içkilerden en az benim kadar keyif alırsınız.
Atina’da gezdiğimiz yerler ve yediğimiz yemeklerle ilgili fotoğraflar ve görseller görmek isterseniz mutlaka Instagram sayfamızı ziyaret edin. Eliniz değmişken sayfamızı takip etmeyi unutmayın. :)
Eğer kaçırdıysanız, Atina Gezi Rehberi yazıma da mutlaka göz atmanızı öneririm.